4.17.2013

On İkinci Bölüm "Untitled"


Kenneth Macdonald Henderson
           1954-2004



Move On, David


Keith: Ne var?

David: Bana fırlattığı bakışı tekrar
tekrar hatırlıyorum.

Keith: Konuşmak ister misin?

David: Hayır. Konuşmak istemiyorum.
Sana 900 kere anlattım.Terapistime de o kadar anlattım.
Hayatıma devam etmek ve bunu
geçmişte bırakmak istiyorum.

Keith: O zaman bırak.
Yapabilirsin.

David: Hayır, yapamam.
Sıkışıp kaldım.

Keith: Yapabileceğin bir şey olsa ne yapardın?

David: Ona hakkında düşündüklerimi ve
bana neler yaptığını söylerdim.
Pislik.

Keith: Bunu yapabilirsin.

David: Biliyorum. Terapi yastığıma
hepsini anlattım.

Keith: Hayır. Onu hapishanede
ziyaret edebilirsin.

***

David: Beni hatırladın mı?

Jake: Evet. Galiba.

David: Ait olduğun yerde, parmaklıkların
arkasında olduğun için mutlusun umarım.

Jake: Kimse buraya ait değil.Bana bir şey getirdin mi?

David: Hayır. Senden nefret ediyorum.
Üstüme benzin döktün, beni dövdün
ve ağzıma tabanca soktun.

Jake: Minibüsünün arkasında yellenen
ölü bir kadın bulunca beni delirttin. Ne yapacaktım?

David: Benden özür dile.

Jake: Kendimi savunduğum için mi?
Canın cehenneme.
Bir ailen var, değil mi?
Sana göz kulak olan insanlar.
Senden başka kimsem yok David.
Ve sen benden nefret ediyorsun.

David: Sen gerçekten hastasın.


Move On, Ex-Wife

Woman: Burada olması gereken kişi
ben değilim.Boşanalı çok uzun zaman oldu.Yeni bir eşi ya da kız arkadaşı olmalı.

Federico: Acil durumlarda sizinle temas
kurulmasını istemiş.

Woman: 25 yıldır aynı yerde çalışıyordu.
Eminim formu değiştirmeyi
unutmuştur.

Federico: Belki sizi hâlâ seviyordu.

Woman: Çok iyi bir adam. Ama bilirsiniz ben hayatıma devam ettim.

Nate: Üzgünüm ama cenaze töreniyle ilgili
bazı kararların alınması gerekiyor.

Woman: Evet ama o kararları ben almak istemiyorum.
Bununla ilgilenecek başka biri olmalı.
Çünkü inanamıyorum.
Bir asansör onu nasıl öldürür?

Nate: İçeride kalan başka kişiler varmış.
Onları çıkarmaya çalışmış.
Asansör bedenini ikiye bölmüş. (kadın kusar)

Nate: Yeni bir rekora imza attım.
Yakını ölmüş birini kusturdum.

***

Woman: Aklımdan çıkaramıyorum.
Uykusunda ölmeyi hak eden biri varsa, o da Ken'di.Artık o kadar yakın değildik.Açıkçası bana telefon geldiğinde Ken kim diye düşündüm.Sonra birlikte geçirdiğimiz her dakikayı hatırladım.Her şeyi.
Aile ailedir.Boşanmak bunu değiştirmez.
Boşanmak, ölüm, hiçbir şey.
Biri insanın kalbine girdi mi,
Sonsuza dek kalır.


Move On, Nate

Nate: Bren. Şuna bak. Lisa'nın üstünde
bu varmış. Öldüğünde.Bu gömleği
ölmeden bir hafta önce almıştı.

Brenda: Nate. Kendine bunu yapma.

Nate: Bana göstermişti. Rengini
beğendin mi diye sordu. Bu o gömlek.Burası da ortadan kaybolduğu plaj.
Lisa, Santa Cruz'a varamadıysa Michaela (Lisa'nın kız kardeşinin kızı) nasıl bana Lisa'nın bu plajda çekilmiş resmini yollayabilir?

Bunu öğrenmek isterim.
Oraya gideceğim.

Brenda: Tanrım. Bu hiç sona ermeyecek.

Nate: Burada ne olduğunun farkında değil misin? Yanında biri varmış.
Biri bu resmi çekmiş.

***

Nate: Merhaba Michaela.

Michaela: Merhaba Nate enişte.

Nate: Kitabı David'e verdim.

Michaela: Teşekkürler.

Nate: Çok hoşuna gitti.
Kitabın içinde bir resim vardı.

Michaela: Biliyorum.

Nate: O resim nereden geldi?
Kimin çektiğini biliyor musun?
Neden kitabın içine koydun?

Michaela: Babamla konuşmalısın.

***

Nate: O fotoğrafı sen mi çektin Hoyt?

Hoyt: Hayır.

Nate: Öldüğü gün plajda Lisa'yla
birlikteydin. Seni aşağılık herif.
Ne yaptın ona?

Hoyt: Hiçbir şey. Tanrım.
Bir şey yapmadım.Eskiden gittiğimiz bir yerdi.Güneye gider, onunla buluşurdum.
Belki birkaç kez buluştuk.

Nate: Neden?

Hoyt: Bir ilişkimiz vardı.

Nate: Ne zaman oldu bu?Biz evliyken mi?

Hoyt: Daha önce.Neden ona onca şeyi yaşattın?
Senin yüzünden intihar
etmiş olabilir.
Bunu hiç düşündün mü?

Nate: Hayır. Lisa asla kendini
öldürmezdi.
Bunu biliyorum.
Beni terk edebilirdi.
Ama Maya'yı asla bırakmazdı.
Bana plajda ne olduğunu anlat.

Hoyt: Biraz yalnız kalmayı istedim.
Lisa istemediğini söyledi.
Bilirsin. Temiz bir son istedi.
Bir daha görüşmeyecektik.
Barb'a söylemesine
göz yumamazdım.
Ona kızmadım.
Gitar çaldım.
Ona bir şarkı söyledim.
Ona şarkı söyledim.Ve ikimiz de kendi yollarımıza gittik. (Kendini vurur.)

***

Nate: Evlenelim ve bebek yapalım.Olur mu?

Brenda: Tamam.


Biriktireç'in Notu:

Move On

Nathaniel: Onunla yüzleşmen
büyük cesaretti.

David: Aslında değildi.
Gardiyan vardı.Beni özgür kılacağını düşünmüştüm.
Ama hiçbir şeyi değiştirmedi.
Sadece artık deli olduğunu biliyorum.

Nathaniel: Asıl konuyu gözden kaçırıyorsun. Asıl konu, burnunun dibinde.

David: Üzgünüm. Ama anlamıyorum.

Nathaniel: Minnet bile duymuyorsun, değil mi?

David: Minnet mi?
Hayatımın en kötü tecrübesi için mi?

Nathaniel: Acıya sanki bir şey ifade ediyormuş gibi tutunuyorsun.
Sanki bir değeri varmış gibi.
Hiçbir şeye değmez.
Bırak gitsin.
Sonsuz olasılıklar var.
Tek yaptığın yakınmak.

David: Ne yapmam gerekiyor?
Ne düşünüyorsun?

Nathaniel: İstediğini yapabilirsin, seni şanslı âdi.
Hayattasın.
Birazcık acı bununla
kıyaslanınca nedir ki?
David: O kadar basit olamaz.

Nathaniel: Ya basitse.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder