12.20.2010

On İkinci Bölüm " I'll Take You"

Leticia Perfecta Perez
  1922-2002

Claire
Ruth: Kayıtlara geçmesi için söyleyeyim
Sanat okuluna gitmeni
sonuna kadar destekliyorum.
Claire: Kayıtlara alındı.Ama sadece gezmeye gideceğim.Heyecandan altımıza kaçırmanın alemi yok.
Ruth: Söylediğin şey çok ayıp.Ben üniversiteye gidemedim.
Claire: Gitmek istedin mi?
Ruth: İstedim.Fransız feminist yazarları okumak istedim.
Claire: Sen bir feminist misin anne?
Ruth:Feminizm,
olduğun gibi kabul edilmek demek.Bir eş ve bir anne olmak istedim.

Anne ya da eş olmak için hiçbir şeyden
vazgeçmedim. İstediğim buydu.
Claire: Üniversiteye gitmekten vazgeçtim dedin ya.
Ruth: Neden seninle konuşmak bu kadar zor?

Sanat Okulu
Rehber: Tahmin edeyim. Lisedeki kafadan çatlak,
toplum dışına itilmiş kişi sensin.
Claire: Sadece ben değilim. Ama ilk ona girerim.
Rehber: Tüm Kaliforniya liselerindeki
hilkat garibeleri buraya geliyor.

"Üniversitelere uygun düşmeyenler için
bozuk oyuncak tamirhanesiyiz."

Claire: Bana LAC Sanat Okulu'ndan bahsettiğin için
teşekkürler.Sonunda orayı ziyaret ettim.Gerçekten inanılmaz bir yer.

Claire ve Billy
Claire:Bana bir garip bakıyorsun.Ne oldu?
Billy: Elimi uzatıp uzanmak ve... Ama hiçbir şey yapmamak da istiyorum.
Çünkü ilişkimizi mahvetmeden seni olabildiğince tanımak istiyorum ki mahvetme konusunda pek becerikliyimdir.Bu yüzden sana dokunmak istemiyorum.
Kendini, diğer insanların seni
gördüğü gibi asla göremeyeceksin.Benim seni gördüğüm gibi. Çok yazık.
Çünkü sen...
Sanırım ne kadar güzel olduğun hakkında
en ufak bir fikrin yok.

Brenda ve Nate
Nate: Romanmış. Yazdığın her şeyi
gerçekten yaşadın, değil mi?
Gerçekten iki herifi becerdin mi?
Onları nerede becerdin?
Bizim yatağımızda mı?
Neden benden ayrılmadın? Tanrım.
Brenda: Bilmiyorum. Neden yaptığımı bilmiyorum.
Hatırlatırım, Seattle'da da...
Nate: Onun yanında kendimi güvende hissettim.
Brenda:Nate, bir insana can verdin.Bu gezegende bir insan daha olacak.
Çok sefil bir hayat sürme ihtimali olan ve doğduğu güne lanet edecek bir insan.

Birikeç'in Notu:

Brenda: İyi çocuk Nate, kahraman Nate muhteşem saç kesimi olan aziz Nate.

Gerçek şu ki,
gerçek aşkı bulsan kaçıp gidersin
Nate: Gerçek aşk mı?
Sen gerçek aşktan ne anlarsın?

On Birinci Bölüm " The Liar and The Whore"

Edith Kirky 

1929-2002

Yan yataktaki oda arkadaşı "canını almadan önce"

Edith: Vioxx'umu getirmekte
yine 20 dakika geç kaldılar.Çok acı çekiyorum.Istırap içindeyim.Umarım "tanrı canımı yakında alır."

Claire
Ruth: Saat dokuz buçuk.
Claire: Ee  Bırak da uyuyayım.
Hayatı yaşayan insanlara
sütlü kahve yapan biri olup çarkın dişlerinden biri olmadan
keyfini süreyim.
Ruth: Claire, depresyonda mısın?
Claire: Bu soruya cevap bile vermeyeceğim.
Ruth: Neler yaşıyorsun bilmiyorum,
ama umarım beni suçlamıyorsundur.

Parker:Bu da ne?
Claire: Sarah teyzemin doğum günümde gönderdiği
garip bir şey.İçinde iğrenç bir şifalı Çin bitkisi var.
Parker: Haberin olsun! Bunlar Çin bitkisi değil.
Claire: Değil mi?
Parker: Bunlar hayal gördüren mantarlardan.Yarın için bir planın varsa iptal et.

Mantar
Parker: Vay anasına, dikiş makinen mi var?
Claire: Babamın annesininmiş.İnsanlar eskiden kendi giysilerini
kendileri dikermiş!Kendi sabunlarını yaparlarmış.
Buna inanabiliyor musun?Kendi ineklerini kendileri öldürürmüş.Keşke o günlerde yaşayabilseydim.
Parker:Keşke


Claire:Tanrım,
keşke Rönesans döneminde yaşasaydım.
Yaşamımızı doğru şekilde sürdürürsek yaptığımız her şey
bir sanat eseri haline dönüşür.Giydiğimiz pantolon veya yatağımızı toplama şeklimiz bile.
Parker:Vay anasına.
Claire: Dünyanın sorunu da bu zaten.Yaptığımız her şeyde
yaratıcı olmaya çalışmıyoruz.
Parker: Martha Stewart çalışıyor.

Claire: Anne.
Ruth: Evet Canım.
Claire:Bu pantolonu sana diktim.
Ruth:Sağol Claire.
Claire: Seni seviyorum anne.Sana bunu söyleyemedim,
çünkü bir nedenle korktum.Ama şu anda seni sevdiğimi
bilmeni istiyorum. Bence sen çok güzelsin.

Sabah
Claire:Aman Allah'ım, bu pantolon çok berbat.
Ruth: Hiç de berbat değil.Ben  hoşlandım.
Neden olduğunu bilmek ister misin?Çünkü ben kızımı çok seviyorum ve bunları kızım benim için yaptı.
Claire: Bak, bunları ben yapmadım.
Başka biri yaptı.
Ruth:Ben bunları ölene kadar giyeceğim.
Claire: Lütfen giyme.

Birikeç'in Notu:

Claire: O'na bir pantolon yaptım,
tıpkı zilli bir palyaço pantolonu gibi oldu.Aman Allah'ım, çok garip.İşin doğrusu O da pantolonu şimdi giyiyor ve hoşuna gitti.

Onuncu Bölüm "The Secret"

Benjamin Srisai
  1935-2002

Brenda 

Brenda:Bir ay kadar önce
kitapçıda karşılaştığım biri vardı.

Sonra Farmers Market'da rastladığım
şu adam var.Orası turist cenneti olmuş çıkmış.
Bir de geçen hafta Rose Cafe'deki adam var.Hayır, o sayılmaz.
Pek sevişmeye benzemiyordu.

Brenda terapistin aklını okuyor

Terapist: Ne yazık ki sana yardımcı olabileceğimi
sanmıyorum, çünkü buna gerek yok.Tedavi ihtiyacını aşmışsın.
Aslında seni kıskanıyorum çünkü Hristiyan aile terbiyesi
almamış olsam, kokain kullanan otostopçu bir orospu gibi
yabancılarla yatıp kalkardım.

Brenda: Gerçek aşk monogamdır palavrasına
koşullanmamız ne kadar püriten bir yaklaşım.

Düşündüm de, bir dahaki sefere
macera yaşamak istediğimde Nate'i de işin içine soksam ne olur?

Brenda ve Ruth

Ruth: Ne var ne yok?
Brenda: Aslında bütün geceyi Orange County'li bir çiftle birlikte geçirdim.
Nedeni hakkında en ufak fikrim yok.Şu seks olaylarından, bilirsin.Yaşam tarzı partisi.
Ruth: Bu konuda bir şey bilmiyorum.
Brenda: Yanlarında yüksek teknoloji ürünü,
Japon malı bir şey vardı.Klitorisi düşük gerilimli elektrik şoklarıyla
uyaran bir aletti.Bunun bir sınırı aşmak olduğunu
düşündüm.

Nate

Nate'in kabusu

Nate: Yardımcı olabilir miyim?
Girl : Selam.Beni öldürdün.
Yaklaşık yedi yıl önce, hatırladın mı?Lisa'yı beni öldürmesi için ikna ettin.Beni yanlış anlama.
Senden nefret falan etmiyorum.Seninle aynı fikirdeyim.Yani yaşasam aynı fikirde olurdum.
Boy: Beni de öldürdün.Aslında Fremont Starbucks'ta çalışan kız
düşük yaptı.Sana benden bahsetmeyi düşündüğünü de
sanmıyorum işin doğrusu.
Girl: Evet, annem senin ilk kız arkadaşındı.
Sonra ben geldim.Beni öldürdünüz, sonra da ayrıldınız.

Lisa

Nate: Lisa, ben değiştim.
Eskiden sorumluluktan kaçardım,
ama artık değiştim.Çocuğumuzun yaşamının
bir parçası olmak istiyorum.
Lisa: Brenda yapman gereken şeyin
bu olduğunu söylemedi, değil mi?
Nate: Hayır.Bundan haberi bile yok.
Lisa: Ne?Nate, sen...

Birikeç'in Notu

Lisa: Ölülerin garip tarafı ne biliyor musun?
Nate: Her şeyleri garip.
Lisa:  Öyle mükemmel görünüyorlar ki.
Bu kadının saçlarını karıştırmak istiyorum.
Nate: Lütfen yapma.
Lisa: Öldüğümde de yaşamdaki gibi
pasaklı ve karmakarışık olmak istiyorum.

Dokuzuncu Bölüm " Someone Else's Eyes"

Dwight Edgar Garrison 
    1945-2001


Ölüm nedeni: Kafasına düşen bir demir yemek çantası düşmesi 


Nate-Brenda


Nate: Her yerde at boku var.
Brenda: Ne olmuş?
Nate: Beyaz elbisen kirlenmeyecek mi?
Brenda: Sanki beyaz elbise giyeceğim de!
Ayrıca her yer at pisliğiyle doluyken
bağlılık yemini etmemiz gayet yerinde olacak.
Nate: Evlenmemiz boktan bir fikir mi
demek istiyorsun?
Brenda: Bu işin boktan taraflarına
gözümüzü kapamayacağız demek istiyorum.

İki bacağına da kırmış Ruth'un sevgilisi "Nicolai"

Ruth: Senden bir şey rica edeceğim,
eve dönünce Nikolai'a bir bak.
Claire: Eve geç geleceğim.Parker'la plan yaptık.
Ruth: Parker'la küssünüz sanıyordum.
Claire: Barıştık.Bir zavallıyla dost olmak,
arkadaşsız kalmaktan iyidir diye düşündüm.
Ruth: Ne yapacaksınız?
Claire: Getty'ye gideceğiz.
Ruth: Sen beni aptal mı sandın?
Claire: Tabii ki hayır.Uyuşturucu bağımlılığımı saklamak için
yalan söylüyor değilim.Yattığın adamın lazımlığını boşaltmam
gerekmesin diye yalan söylüyorum.

David'in Fantezisi

Spiker: Yılın en mutlu, en seksi çiftlerinden David ve Keith Fisher- Charles'la yaptığımız
görüşmeye geri dönüyoruz.Söylesenize, bunu nasıl başarıyorsunuz?
Keith: Bu çok uğraş gerektiriyor Leeza.
David: O kadar da değil.
Keith:  O haklı. Bütün işi yaptık.
Spiker: İnsanlar bunun
ne kadar önemli olduğunu görmüyor.
David: Hayır, görmüyorlar.
Spiker: Çocuklarınız var. Kaç tane?
Keith: İki.
David: Üçüncü hakkında konuşuyoruz.
Keith: Evet, üçüncüyü hakkında "konuşuyoruz."
David: Bence bunun sırrı her şeyi birlikte yapmakta.Okul aile birliğinden Palm Springs'deki
AIDS yardım partilerine kadar.En önemlisi birliktelik.
Bu bir ortaklık. Biz bir ekibiz.

Brenda konuşmacıyla yatmadan önce

Konuşmacı: "Rahata bağımlı dünyamızda
yuttuğumuz yalanların arasında aşk yalanı kadar sinsi olanı yoktur.Bizi her yönden tamamlayacak birinin bir yerlerde yaşadığına dair baştan çıkarıcı, ama çocukça fikir.Bizi tamamlayacak biri.Tabii bu yanılsama bizi kendi içimizde ve kendi başımıza tamam olmaktan alıkoyar.Hatta sonunda bizi yetersizliklerimizi, kusurlarımızı
hor görmeye teşvik eder. Oysa insanlığımız burada yatar.O insanlık ki, onsuz biz bir hiç olurduk."

Brenda konuşmacıyla yattıktan sonra

Brenda: Tanrım, algılarım tamamen değişti. Sanki ben...
Tenimin her yanını hissedebiliyordum.Kendimi capcanlı hissettim.Ama o adamdan kaynaklanmıyordu.
Onu tanımıyorum bile.Neydi peki bu?
Melissa:Belki de kuralları yıkmanın verdiği heyecandır.
Sen nişanlısın.
Brenda: Sen de bunu söyleyip duruyorsun.
Nedeni o değil.

Nate baba oluyor!

Lucy:Brenda nasıl?
Nate: Çok iyi. Biz..Nişanlandık.
Lucy: Şaka yapıyorsun.
Nate: Evet, biliyorum,Ya sen? Biriyle görüşüyor musun?
Lucy: Hayır.Bu arada, hamileyim.
Nate: Vay, bu harika!
Lucy: Evet. Beş aylık.Çok tekmeliyor.Merak etme. Senden bir şey beklemiyorum.
Nate: Lisa, ben...
Lucy:Geçen ağustosta Seattle'a gelip
beni becerdiğini hatırlamıyor musun?Ertesi gün hiçbir şey
ifade etmiyormuş gibi çekip gittin.

Birikeç'in Notu: 

Lucy : "Sensiz yapacağım."

12.19.2010

Sekizinci Bölüm "It's the Most Wonderful time of the Year"

Jesse Ray Johnson
   1944-2001

Santa motorsiklet kazasında ölmeden önce


Noel Baba mı şu?
Evet. Noel Baba.
Merhaba Noel Baba!

Din (sorunu)

David: Donald Green'in Yahudi olduğunu
söylemiştin.
Nate: Bilmiyorum. Yahudi bayramında
dükkanını kapamıştı.
David:Bize Noel kartı göndermiş,
üstünde bebek İsa'nın resmi var.
Nate: Demek Yahudi değil.
David: Biz de ona Yahudi kartlarından gönderdik.
Nate: Şimdi o bizi Yahudi sanacak.
Ruth: Brenda Yahudi mi?
Nate: Evet, sayılır.Babası Yahudi,
annesi Katolik olarak yetiştirilmiş "sanırım."Ama şimdi ikisi de ateist." Sanırım."
Ruth:Çocuklarınız nasıl yetişecek?
Nate: Daha oraya gelmedik anne.

Noel Listesi

Ruth: David? (Noel yemeği için )
David: Beni tek say.
Ruth: Ya Keith? Siz ikiniz..
David: Evet, düzenli olarak
sağlıklı, sevgi üstüne kurulu seks yapıyoruz.Bazen günde iki kez.
Ruth: Neden Noel için onu da çağırmıyorsun?

Toby: Bütün aile masanın çevresine toplanmış özel Noel önlüğünü takmış anne pişirmek için üç gün uğraştığı
yemeği sunuyor.Nerede kaldı böyle şeyler?
Claire: Bizde.Ölülerin kokusunu
ve alt katta ağlayanları da ekle işte benim hayatım.Noel yemeğini tüyler ürpertici ailemle
birlikte yemek ister misin?
Toby: Şaka mı yapıyorsun? Bayılırım.

Noel Cenazesi

David: Motosikletçi cenazesi ha?
Nate:Biliyorum, ama  sakin tiplere benziyorlar.
David: Şaka mı bu? Bu işe bayıldım.
Bu adamların çok parası olur.Harley dükkanları
ya da tamirhaneleri vardır
Nate: Ve de bodrumlarında
metamfetamin laboratuvarları.

David: Hoşunuza giden bir tabut oldu mu?
Jesse's Friend: Çelikten olacak.Tabutun, motorunun benzin deposu gibi
boyanmasını istiyoruz.Mor olacak, turuncu alevler eklenecek.
Tören için birkaç kutu bira lazım bir kasa da viski.Kallavi bir Noel cenazesi olmalı.

Noel Akşamı Billy Geri Dönüyor

Brenda: Annem akşama özel bir konuğu
olabileceğini söyledi.
Nate: Pekala
Brenda: Geçmişteki özel konuklara benziyorsa 24 yaşında Venezüellalı bir havuz
temizleyicisidir. İngilizce bilmez ama yatakta aletini konuşturur.

Brenda's Mom: Özel bir konuğumuz olduğunu söylemiştim.
Brenda: Sadece onu...
Brenda's Mom: Deli kardeşini beklemiyordun. Tabii.
Billy: Merak etme bana Doğu kıyısını aydınlatmaya
yetecek kadar elektrik verdiler.Şaka şaka. Özür dilerim Bren.

Noel Yemeği 

Brenda : Annen benden hep nefret edecek.
Claire: Çünkü sen onun yavrusunu
elinden almaya çalışan bir kadınsın.
Brenda:Her neyse.Toby iyi birine benziyor.
Claire: Evet, Toby çok iyi.
Brenda: Senin tipin değil ha?
Claire:Dengesiz bir psikopat mı?
Hayır, galiba değil.Billy bana bir keresinde dedi ki delilerle yaşamaya öyle alışmış ki kendini Pinokyo sanan biriyle aynı odayı paylaşınca adamın ''Pinoçyo'' demesinden başka bir şeyi yadırgamaz olmuş.
Brenda: Demek Billy'yle konuşuyorsun?
Claire:Evet, çoğunlukla mesaj yazıyoruz.

Birikeç'in Notu: 

Claire: Billy bana bir keresinde dedi ki delilerle yaşamaya öyle alışmış ki kendini Pinokyo sanan biriyle aynı odayı paylaşınca adamın ''Pinoçyo'' demesinden başka bir şeyi yadırgamaz olmuş.

Birikeç müzik!


Lynyrd Skynyrd-Free Bird 

Yedinci bölüm "Back to the Garden"

Jeffrey Marc Shapino
    1963-2001

Jeffrey'nin eşi: Kendini sebepsiz yere öldürdü.Kocam Jeffrey Shapiro...O, Los Angeles'ın en iyi hukuk firmasında
çalışıyordu.Üç ay sonra firmanın ortağı olacaktı.Öğle tatilinde eve gelmiş
ve kahrolası camekanlı odamızda pantolonu ayak bileklerine düşmüş vaziyette
kendini asmış.

Nate: Üç çocuğu varken
nasıl kendini öldürebilir anlamıyorum.
Federico: Niyetinin bu olduğunu sanmıyorum.Morgdaki Quincy'yle konuştum.Polisler videoda
porno kaset oynadığını söylemişler.Bir şişe de Astroglide bulmuşlar.
Nate: Astroglide da nedir?
David: Kayganlaştırıcı krem. Seks için.
Nate: Sağol David.
David: Bir şey değil.
Nate: Dur biraz, anladım. O gruptaki adam gibi (inxs) mastürbasyon yaparken mi kendini boğdu?
Federico: Kendini soluksuz bırakırsan daha fazla uyarılıp orgazm oluyorsun.İpucu da şu: Yerde limon dilimi bulmuşlar.Limonu ağzına atıyorsun orgazm anında onu ısırıp uyanıyorsun,böylece ölmüyorsun.
Ama limon yerdeymiş,
ona hiç dokunulmamış.

Evren Claire'i Sarah'ya götürüyor

Claire: Sarah teyze, merhaba!
Sarah: Tatlım, her şey yolunda mı?
Gelecek haftasonu için
''olabilir'' demiştik sanıyorum.
Claire: Ben bu haftasonu zannediyordum.Eve dönüp sonra gelsem de olur.
Sarah: Belli ki seni buraya evren gönderdi.Bu, yıllık Howl haftasonumuz.
Claire: Allen Ginsburg Howl mu?
Sarah: Evet.

Uluma

Claire: Ne kaçık tipler.
Boy: Evet, hiç değilse ikisi senin ebeveynin değil.Ben onların şoförlüğünü yapıyorum. Her yıl.
Claire: Bunu yapmamalıyız.Ben prezervatif getirmedim
Boy: Bir şey yapmayacağım ki zaten.Ben 19 yaşındayım, tamam mı Claire?
Aşık olmadığın birinin bedenine girmenin berbat bir şey olduğunu
bilecek kadar hayat tecrübem var.
Claire: Pekala, nesin sen, düz kafa, dinci,
ya da eşcinsel mi?

Nate ve Brenda

Brenda: Bu Nate, nişanlım.
Bu arkadaşım Melissa.
Nate: Güzel. Nerede tanıştınız?
Brenda: Melissa müşterilerimden biri.
Nate: Demek Brenda auralarını açtı, öyle mi?
Brenda: Çakralarını. Sesindeki alayı fark ettin mi?

Brenda: Nate cenazeci.
Nate: Cenaze müdürü.Sesindeki alayı fark ettin mi?
Melissa: Sakın bana başkalarının önünde
onlar rahatsız olup gidene kadar didişip sonra da sevişen çiftlerden
olduğunuzu söylemeyin.
Nate ve Brenda: Kesinlikle hayır.


Birikeç'in Notu:

Ruh eşi 
Nate: Beni kurtarabilirsin.
Haham: Biriyle olman gerçekten çok iyi.
Seni kurtaracak bir şey varsa, o da budur.
Nate: Daha ona beynimdeki hastalığı
anlatmadım bile.
Haham: Ruh eşine böyle bir şeyi nasıl söylemezsin?
Nate: Onun ruh eşim olduğundan emin değilim.
Haham: Anlıyorum. Ruh eşin değil,
ama onunla evleneceksin.
Nate:Ruh eşi nedir, onu bile bilmiyorum.
Sen biliyor musun?
Haham: Seni olabileceğin kadar ''sen'' kılan kişi.
Belki de ruh eşin senin ruhunu olgunlaşmaya zorlayan kişidir.
Olgunlaşmak her zaman iyi gelmez insana.

12.18.2010

Altıncı Bölüm " In Place Of Anger"

Matthew Heath Collins
      1959-2001


Bira şişesinin peşinde denize uçarken
Matthew: İğrenç şey!


Matthew'un eşi: Ömrümün yarısından fazlasını
o adamla geçirdim.20 yıl boyunca her akşam onunla yattım.Lütfen, görmeme izin verin.Onu bir kez daha görmeliyim.
Nate: Pekala.
Matthew'un eşi: Şu haline bak seni pis domuz!Geberdiğine seviniyorum!Hem de çok!Ve umarım çok canın yanmıştır!Artık bana vuramaz değil mi?Teşekkür ederim.

Aunt Sarah
Ruth: ''Plan'' denilen kursa gittim.
Sarah: 'Plan'' kursuna mı gittin?
Benimle dalga geçme.Bu harika bir şey Ruth.Hele bunu senin yapman.
Ruth: Bu da ne demek?
Sarah: Ben de 70'li yıllarda yapmıştım.O zamanlar ona
''Dönüşüm Odağı'' deniyordu.Ernst Vollhoffer,vergi kaçırmaktan tutuklanıp onu Kanadalılara satmadan önceydi.Bir partide Vollhoffer'la tanışmıştım bana kur yaptı.Ama ben o zaman ilk defa LSD içmiştim ve onun Maya ölüm rahibi olduğunu ve kalbimi söküp bir çukura atacağını sandım.

Claire: Selam anne.
Sarah: Merhaba.
Claire: Sen kimsin?
Sarah: Ben Sarah teyzenim.Claire, tanrıçalar kadar güzelsin canım.
Claire: Senin öldüğünü sanıyordum.
Sarah: Ruth, kızına öldüğümü mü söyledin?
Ruth: Ona öyle bir şey söylemedim.
Claire: Ondan her zaman
sanki ölmüş gibi bahsederdin.
Sarah: Mucizevi bir şekilde dirildim. (Plan)

Ruth: David, Sarah teyzeni hatırlıyor musun?
David: Evet, selam.
Ruth: Eminim istesen bile onu unutamamışsındır.

Yemek Vakti 

Ruth: Ben tavuk Kievski yapıyorum.Tavuk Kievski için gereken
bütün malzemeyi aldım.
Sarah: Tarhun olduktan sonra her şey tamamdır.
Ruth: Malzeme listesinde tarhun yok.
Sarah: Tarife mi bağlı kalacağız?
Yaratıcılık bunun neresinde?
Yemek pişirmek simyadır, bilim değil.
Ruth: Yemeğin iyi olmasını istiyorsan, bilimdir.

Sarah: E Linda ne iş yapıyorsun?
Brenda. Adım Brenda.
Sarah: Affet beni, sarhoşum da.

Nate: Sanırım zamanı geldi artık.Bu gece hepimizin bir arada olmamızı
istememin sebebi Brenda'yla evlenmeye
karar verdiğimizi açıklamaktı.
Sarah: Linda, senin evlenecek tipte biri olduğunu
asla tahmin edemezdim.Ruth, gördün mü?
Ruth: Evet, çok güzel.Gidip kahve yapayım.
Sarah: Tanrım, bu aile meseleleri
insanın duygularını altüst ediyor.Vicodin isteyen?

Nate beraketini kaybediyor...
Nate: David'le ben bir hafta sonu
Sarah teyzede kaldık.Ve ben orada bekaretimi yitirdim.
Claire: Kaç yaşındaydın
Nate: On beş.
Claire:Kadın kaç yaşındaydı?
Nate: Emin değilim. 20 falan.
Sarah: 32 yaşındaydı.Annen beni hiç affetmedi
ve ne derse desin hiç affetmeyecek.Kabul ediyorum, David kaybolduğunda
hepimiz çok korktuk ama ertesi gün
sapasağlam kanyonda bulundu.
Claire: Kahretsin, ailedeki en iyi şeyleri kaçırmışım.

Sarah: Tanrı aşkına,
oğlan er geç bekaretini kaybedecekti.Ve Fiona harika bir kadındı. Çok şefkatli
Ruth: Oğlum cinsel tacize uğradı.
Sarah: 15 yaşında azmış bir delikanlı
buldumcuk oldu sadece.

Birikeç'in Notu: 

Brenda'nın kitabı
Nate: Christina kim? Kurgusal öteki benin mi?Holden Caulfield'in mi? ( Holden Caulfield J.D. Salinger'ın Çavdar tarlasında çocuklar adlı romanından bir karakter.)
Brenda: Daha çok Humbert Humbert gibi diyebiliriz. ( Humbert Humbert Vladimir Nabokov'un Lolitasından bir karekter)
Aslında, Constance Chatterley gibi.( D.H. Lawrence'ın Lady Chatterley romanından bir karakter)
Harry Potter kitaplarındaki Hermione gibi.
Nate: Hangisini tercih edersin?Trevor gibi çok bilgili ukala birini mi yoksa benim gibi
cahil bir seks makinesini mi? Hadi.